- evlenmemiş
- ойләнмәгән
Türkçe-Tatarca sözlük. 2013.
Türkçe-Tatarca sözlük. 2013.
bekâr — is., Ar. bekār 1) Evlenmemiş kimse Bekârdı, evlenmeye vakit bulamamıştı. Ö. Seyfettin 2) Evli olduğu hâlde ailesinden ayrı, yalnız yaşayan kimse Birleşik Sözler bekârhane bekâr odası müzmin bekâr Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller bekâr gözü, kör … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekirdek aile — is., top. b. Anne, baba ve henüz evlenmemiş çocuklardan oluşan aile … Çağatay Osmanlı Sözlük
ergen — sf. 1) Döl verebilecek duruma gelmiş olan, erin, yeni yetme, akil baliğ, baliğ 2) Henüz evlenmemiş, bekâr Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ergen gözüyle kız alma, gece gözüyle bez alma ergen olmak ergene karı boşamak kolay … Çağatay Osmanlı Sözlük
karabaş — is. 1) Rahip, keşiş 2) Bir hücreli özel bir asalağın, hindinin karaciğerine yerleşerek yaptığı, büyük ölçüde ölümlere yol açan kümes hastalığı 3) mec. Evlenmemiş, evlenmek istemeyen erkek 4) bit. b. Ballıbabagillerden, çiçekleri mavi veya menekşe … Çağatay Osmanlı Sözlük
keşiş — is., Far. keşīş Hristiyanlarda, manastırda yaşayan, evlenmemiş papaz, karabaş, rahip Birleşik Sözler keşişhane Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller keşiş hayatı sürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kız kurusu — is., alay Evlenmemiş yaşlı kız … Çağatay Osmanlı Sözlük
matmazel — is., Fr. mademoiselle Türkçede evlenmemiş Hristiyan kızlar için bayan sözü yerine kullanılan bir söz Matmazelin saçı başı birbirine karışmıştı. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
mis — 1. is., Ar. misk Güzel koku Birleşik Sözler mis sabunu mis üzümü Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller mis gibi 2. is., İng. miss Evlenmemiş kadın … Çağatay Osmanlı Sözlük
mücerret — sf., di, esk., Ar. mucerred 1) Soyut Bir nevi mücerret şiir demek olan tekerlemeleri dinlemek ister. A. H. Çelebi 2) Evlenmemiş, bekâr Yavrum, gençsin, dilbersin, mücerretsin. S. M. Alus 3) Katışık ve karışık olmayan 4) is., dbl. Yalın durum 5)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
müzmin bekâr — is. 1) Evlilik çağını geçmiş olup da henüz evlenmemiş olan kimse 2) Evlenmeyi düşünmeyen kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
bekâr kalmak (veya yaşamak) — 1) evlenmemek, evlenmemiş olmak Genç adamsın, bekâr kalacak değilsin ya. M. Ş. Esendal 2) ölüm veya boşanma dolayısıyla eşini yitirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük